İçindekiler
- Sünnet Nedir?
- Sünnet Yapılma Nedeni Nedir?
- Sünnet Ne Zaman Yapılmalıdır?
- Sünnetin 2-5 Yaş Arasında Yapılmasının Ne Gibi Zararları Olabilir?
- Yenidoğan Döneminde (Bebek Doğunda Hemen) Sünnet Yapılır mı?
- Sünnet İçin En Uygun Dönem Ne Zamandır?
- Sünnetin Erken ve Geç Yapılması Arasında Ne Gibi Farklar Vardır?
- Sünnet Yapılmadığında Ne Gibi Sağlık Sorunları İle Karşılaşılabilir?
- Sünnet Kimler Tarafından Yapılmalıdır?
- Sünnet Hangi Şartlarda Yapılmalı?
- Sünnetin Yapılmaması Gerekli Durumlar Var mıdır?
- Sünnet İşleminde Ne Gibi Problemlerle Karşılaşılabilir?
- Sünnet Öncesi Nelere Dikkat Edilmelidir?
- Sünnet Hangi Yöntemle Yapılmalıdır?
- Dikişsiz Sünnet Nedir?
- Sünnette Dikiş Konması Şart mı, Konan Dikişler Alınır mı, Alınırsa Ne Zaman Alınır?
- Sünnet Sonrası Ağrı Olur mu?
- Sünnet Sonrası Pansumana Gerek Var mı?
- Sünnet Sonrası Nelere Dikkat Edilmeli?
- Sünnet Sonrası Sünnet Kilotu Giydirilmesi ya da Pipinin Üzerine Kesilmiş Karton Bardak konması Faydalı Olur mu?
- Sünnetten Sonra En Sık Görülen Komplikasyonlar Nelerdir?
Sünnet Nedir?
Erkek çocuklarda Pipinin (penisin) ucundan sarkan sünnet derisinin (prepisyum) fazlalığının, organın baş kısmı tamamen ortaya çıkacak şekilde uzaklaştırılması işlemine 'sünnet' adı verilmektedir.
Bu parça tıkanıklıklara, idrar akımının engellenmesine ve bazen de idrar yolu enfeksiyonlarına yol açabilir. Hatta derinin kendisi de iltihaplanabilir. Bu nedenle bu derinin alınmasının tıbbi olarak yararı olduğu bilimsel olarak ispatlanmıştır.
Sünnet Yapılma Nedeni Nedir?
Sünnet binlerce yıldır uygulanan gelen bir ameliyattır. Hz. İbrahim'in adeti olduğu bilinmektedir. Tarih boyunca Mısırlılar, Yahudiler, Babilliler’in sünnetli oldukları kaynaklarda gösterilmiştir. Sünnet halen Müslüman ve Yahudi toplumlarında rutin olarak uygulanmaktadır. Müslümanlara Hz. Muhammed'in (sav) tavsiyesi ile kalıcı olarak uygulanmasına vesile olmuştur. Günümüzde sünnet artık batı ülkelerinde de tıbbî yararından dolayı uygulanmaktadır.
Yani ülkemizde sünnet daha çok dini ve sosyal bir istek olup tüm erkek çocuklarında uygulanmaktadır. Aile için sünnet töreni yapılması zevkli ve gururlu bir olay manevi bir mutluluk olarak kabul edilmektedir. Çocuk açısından ise sünnetin, arkadaşları arasında statü kazanmak açısından önemli bir sosyal olay olduğunu unutmamalıdır.
Sünnet Ne Zaman Yapılmalıdır?
Sünnet 0 ile 2 yaş arasında, ya da 5-7 yaş arasında yapılması önerilmektedir. Ancak ben yılların verdiği tecrübe ile sünnetin 3 hafta ile 3 ay arasında yapılmasının uygun olduğunu düşünmekteyim.
Sünnetin 2-5 Yaş Arasında Yapılmasının Ne Gibi Zararları Olabilir?
Bu dönem çocukların psikolojik gelişmesi açısından önemlidir. Bu dönemde sünnet yapılması çocuklarda bir takım psikolojik hasarlara yol açabilir. Doktorunuzun önerdiği tıbbi bir zorunluluk olmadıkça bu dönemde sünnet yapılmamalıdır.
Yenidoğan Döneminde (Bebek Doğunda Hemen) Sünnet Yapılır mı?
Bu konu halen uzmanlar arasında tartışmalı bir konudur. Eskiden yenidoğan bir bebeğin ağrı algısının gelişmediğine inanılırdı. Bu nedenle bebekler anestezi ve ağrı kesici verilmeden sünnet edilirdi. Ancak bunun doğru olmadığı bebeğin anne karnında iken bile ağrı duyusunun geliştiği anlaşıldı. Bu nedenle doğum sonrası döneminde sünnet eski popülaritesini kaybetmiştir.
Diğer taraftan bebek doğduğunda bebekle anne arasında oluşacak bireysel ilişki açısından bebeğin anneye verilmesinin, anneden ayrılmamasının önemi bilimsel olarak tespit edilmiş bir gerçektir.
Yine doğum ve doğun sonrası annenin yaşadığı bir takım psikolojik ve fizyolojik (hormonel) süreç nedeni ile bebeğin anneden ayrılmasının doğru olmadığı düşüncesindeyim.
Ayrıca bebeğin doku ve organlarındaki gelişim anne karnındaki gibi devam etmektedir. Örneğin akciğer ve böbrekler, bağırsaklar, başta solunum merkezi olmak üzere sinir sitemi gelişimi devam etmektedir.
Bu dönemde sarılıkla ilgili sorunlar çözülür, beslenmesi ve anneyle ilişkisi bir düzene oturur. Bebeğin büyüme verileri, anne sütü alerjisi, troid hormon düzensizlikleri veya kalp hastalıkları gibi doğumsal anomaliler aşağı yukarı ortaya çıkar.
Tüm bu nedenler göz önünde bulundurulduğunda tıbbi bir neden yoksa sünnetin 2-3 hafta sonra yapılmasının daha doğru olduğu düşüncesindeyim.
Doğum sonra bebeklerin her ne kadar gerekli muayeneleri yapılsa da bebekte bir hastalık olup olmadığı tam olarak bilinemeyebilir. Bebeğin yeni dünyasına alışmadan bir travmaya maruz bırakılmamalıdır (sünnet cerrahi bir işlemdir. Cerrahi de birey için bir travmadır).
Beş yaşından sonra yapıldığında ise gerekli önlemler alınsa da çocukların çoğunda olumsuz psikolojik etkileri olmakta ve etki yılarca devam etmektedir.
Sünnet İçin En Uygun Dönem Ne Zamandır?
Yılların bende oluşturduğu klinik tecrübe Sünnetin doğum sonrası 3 hafta ile 3 ay arasında yapılmasıdır.
Bu dönemde bebek henüz hareketlenmemiştir. Görme yetisi tam gelişmemiştir, 3 aylık olana kadar ancak 1 metrenin altındaki objeleri fark edebilir. Bu nedenle de 3 aylık olana kadar çevre algısı ve korkusu oluşmamıştır, yine 3 aylık olana kadar yabancıları ailesinden ayırt edemez. Ayrıca müdahale sırasında dikkati kolayca dağılır ve rahatça sünnet yapılır.
Sünnetin Erken ve Geç Yapılması Arasında Ne Gibi Farklar Vardır?
İki döneminde birtakım üstünlükleri ve istenmeyen durumları bulunmaktadır.
Erken yapıldığında bebek yaşadığı olayın psikolojik ve fizyolojik etkilerini hatırlamaz. Yara daha çabuk iyileşir. Bebeğin aile bakımı daha kolay olur.
Geç dönem sünnet yani 5 yaş sonrası çocuk yaşadıklarını algılar ve bu çocuk açısından sosyal bir gelişim aşaması olarak algılanabilir. Ancak çok geciktirilmesi de çocuğun arkadaşları arasında konunun konuşulmasına bağlı mahcubiyet ve psikolojik etkilere neden olabilir. Diğer taraftan çocuk bu yaşananları olumsuz olarak bir yaşam boyu hatırlayabilir.
Sonuç olarak tıbbi zorunluluklar dışındaki sünnetlerde bebek ya da çocuğun bir uzman hekim tarafından muayenesi yapıldıktan sonra aile ile beraber çocuğa özgü bireysel karar verilmelidir.
Sünnet Yapılmadığında Ne Gibi Sağlık Sorunları İle Karşılaşılabilir?
Birçok sağlık sorunu ile karşılaşılabilir;
- Balanit dediğimiz sünnet derisi iltihabı
- Pipi deliğinin ucunun kapanması, idrar yapamama ve idrar yolu enfeksiyonu ki bir an önce sünnet gerekir ancak fizyolojik dediğimiz kapalılığı patolojik dediğimiz bu durumda ayırmalıyız. Buna bir uzman hekim karar vermeli. Bebeğiniz fışkırtarak işiyorsa endişelenmeyin.
- Parafimozis dediğimiz Sünnet derisinin geriye kaçarak penis başını boğması. Bu da acil sünnet gerektirebilir.
- Sünnet derisi altında toplanan idrar sonuçta enfeksiyona neden olur bu da idrar yolları ve böbreklerde enfeksiyon yapabilir.
- Sünnetlilerde penis başı hassasiyeti azaldığı için erken boşalma dediğimiz izal hadisesi daha azdır.
- Sünnet olmayanlarda seksüel durumlarda meninin sünnet derisi altında kalmasından ve daha az miktarda atıldığından dolayı kısırlıklar görülmüştür.
- Sünnetsiz olanlarda selim ve habis penis kanserleri daha sık görülür. Sünnetsiz erkeklerle evli bayanlarda rahim girişi kanserlerine daha sık görülür.
- Sünnetsiz erkeklerde cinsel yolla bulaşan hastalıklar örneğin Frengi (Bel soğukluğu) daha sıktır.
Tüm bunlar bilimsel olarak ispatlanmış gerçeklerdir.
Sünnet Kimler Tarafından Yapılmalıdır?
Her şeyden önce sünnetin basite alınmaması gereken bir cerrahi işlem yani ameliyat olduğu unutulmamalıdır. Sünnet yapacak hekimin, daha çok çocuk ameliyatı yapan ve dolayısı ile çocukların fizyolojik ve psikolojik durum değerlendirmesini daha iyi yapan çocuk cerrahisi uzmanı veya çocuk ürolojisi uzmanı olması daha faydalı olacaktır.
Sünnet Hangi Şartlarda Yapılmalı?
Sünnet ilk 6 aylık bebeklerde Lokal anestezi (Penis bölgesine uygulanacak küçük iğneler yada kremle) ile yapılabilir. Ancak Lokalle de yapılsa hastanede ya da her türlü acil müdahalenin yapılabileceği imkanlara sahip klinik ortamında yapılmalıdır.
Daha büyük çocuklarda yapılan her ameliyat gibi sünnet de ameliyathane şartlarında yapılmalıdır. Doğru olanı, genel anestezi ile hiçbir ağrı ve korku duyurmadan yapılan sünnettir. Çocuk ameliyathaneye alınmadan önce sakinleştirici bir şurup verilir. Rahat şekilde ameliyathaneye alındıktan sonra, anestezinin hemen başlangıcında penise bölgesel lokal anestezi uygulanarak hem anestezinin çok hafif olabilmesi sağlanır, hem de operasyon sonrasında birkaç saat hiç ağrısız dönem geçirilir.
Sünnetin Yapılmaması Gerekli Durumlar Var mıdır?
Sünnetin kesinlikle yapılmaması gereken bir durumun halk arasında 'yarım sünnet' olarak bilinen ve tıp dilinde ismi 'hipospadias' olan doğuştan anormallik varsa kesinlikle sünnet yapılmamalı. Çünkü Sünnet derisi daha sonra yapılması gerekecek hipospadias ameliyatında kullanılmaktadır.
Ayrıca idrar yolu enfeksiyonu, kan hastalıkları, sünnet derisi enfeksiyonu, pişik ve solunum yolu hastalıkları gibi durumlarda, bu durumlar tedavi edilmeden sünnet yapılmamalıdır.
Sünnet İşleminde Ne Gibi Problemlerle Karşılaşılabilir?
Özellikle işin uzmanı kişiler tarafından yapılmadığında; ciddi, hatta geri dönülmez sıkıntılarla karşılaşılabilir. Ancak işin uzmanları tarafından yapıldığında bu riskler sıfıra yakınıdır.
Her cerrahi işlemde olduğu gibi sünnetin de riskleri olabilir. Yukarda söylediğimiz gibi uzman kişiler ve uygun olmayan ortamlarda yapılırsa enfeksiyon en önemli komplikasyon olarak karşımıza çıkabilir. Ehil olmayan ellerde yapılan sünnetin en büyük risklerinden birisi ise çocuğun psikolojik yönden aşırı hırpalanmasıdır. Bu durum lokal anestezi ile adeta bir şiddet gösterisi şeklinde cereyan eder ve çocuktaki bu korku, uzun yıllar devam edebilir. Bir de seçilen cerrahi teknikle de bağlantılı olarak görülen problemler olabilir. Bunların başında kanama ve estetik yönden çirkin sünnetler gelir. Ayrıca idrar borusunun kesildiği, penisten fazla dokunun çıkarıldığı veya tam tersine gerekenden az bölümün kesildiği ve bu yüzden düzeltici ameliyatlar gereken hastalar da olabilir. Uygun yöntem seçilmediğinde ve usulüne uygun yapılmadığında geçici ve kalıcı ciddi sorunlarla karşılaşılabilir.
Sünnet Öncesi Nelere Dikkat Edilmelidir?
Öncelikle yaşanacak süreçle ilgili aile ve çocuk doğru bilgilendirilmelidir. 5 yaş üzeri çocuklarda bilgilendirmeye özen gösterilmeli, aile ve çocuğu korkutucu eylem ve sözlerden uzak durulmalıdır. Pipinin ucundan az bir şey kesilecek gibi sözler söylenmemeli, sadece pipideki sünnet derisinin fazla olan kısmının alınacağı çocuğa uygun bir dille anlatılmalı. Sünnet öncesi bebek ya da çocuk mutlaka muayene edilmeli ve bu muayene sadece pipi değil genel bir muayene içermeli. Gerekirse birkaç kaç kan tahlili yapılmalı ve anestezi uzmanı tarafından bilgilendirilmelidir. Genel anestezi alacaksa sünnet öncesi açlık konusunda bilgilendirilmelidir.
Sünnet Hangi Yöntemle Yapılmalıdır?
Sünnet yöntemi ile ilgili tanımlanmış birkaç farklı yöntem bulunmaktadır. Yöntem, işlemi yapan uzmanın alışkanlığına ve bebek ve çocuğun penis ve etrafının anatomik yapısına göre planlanır. Ancak en güvenilir ve sonuç iyi yöntem klasik cerrahi usuldür.
A. Cerrahi Usüllerle Sünnet
1. Cerrahi Sünnet: Genel anestezi veya bölgesel uyuşturma (Lokal) yapıldıktan sonra penis başından 5-6 mm uzaklığında sünnet derisine bir klemb konulur. Burada pensin arasına penisin baş kısmının girmemesine dikkat edilir. Bölgesel anestezinin amacı işlem sırasında ve sonrası çocuğun ağrı hissetmemesidir. Sonra penisin hemen altından bir bistüri (neşter) ya da makas ile kesilir. Kanayan damar ağızları bulunup tek tek bağlanır, ya da koterle yakılır. Kesik olan derinin iki ucu dikişler ile uç ucuna getirilerek dikilir. Gerekirse pansuman yapılır.
2- Açık Sünnet Metodu (Sleeve Tekniği): Aynı şartlarda sünnet derisine ikisi sünnet derisinin altına ikisi de üstüne gelecek şekilde klemb konur. Bu klembler arasından bir makas ile boydan boya penis başına 5 mm kalacak şekilde kesilir. Penis başı kollanır. Daha sonra klembler arası da kesilir. İki kesik birleştirilir. Kanayan damarlar bağlanır ya da yakılır ve çevreye dikiş konur.
B. Kıskaç Yöntemleri
- Gomko klemp: Çan yöntemi veya yüzük yöntemi olarak da bilinir. Genellikle yeni doğan bebeklere uygulanan tekniktir. Bebeğe bölgesel anestezi uygulanır. Glans (penis başı) ile sünnet derisi birbirinden ayrılır. Glans başına bir metal çan yerleştirilir ve daha sonra sünnette kesilecek deri, bu çanın üzerineden geçirilir. Yerleştirilen çanın üzerinden, burguyla kıstırılır. Burgu kanamayı engellemek için yaklaşık 5-6 dakika bekletilir. Sonra kıskacın üzerinde kalan fazla deri bisturi veya makas ile kesilir. Bu yöntemde dikiş gerekmeyebilir.
- Plastibell aleti: Yüzük yöntemi denir. Alet glans penisin üzerine yerleştirilen plastik çan ve bir bağlama ipinden oluşur. Lokal veya genel anestezi altında yapılır. Uygun hacimli plastibell çanı glans üzerine yerleştirilir. İp ile sünnet derisi, plastibell oluğunun üzerine denk gelecek şekilde bağlanır. Bağlama ipinin üzerindeki fazla deri kesilir. Bağlama hattının üzerinde doku nekroza gider ve 3-7 gün içinde nekrotik doku, bağlama ipi ve plastibell birlikte düşer. Eğer 3 hafta içinde düşmez ise plastibell kesilerek çıkarılır. Bu süreçte yaşananlar hem çocuk hem de aile için ciddi can sıkıcı bir süreç olabilir.
- Mogen klempi: Adezyonların ayrılmasından sonra prepüsyum yukarı doğru kaldırılarak glansın “V biçimli” klempin altında kalması sağlanır ve üstteki deri ampüte edilir. Mogen klempi uygun pozisyonda yerleştirilmez ise asimetrik ve yetersiz eksizyonlar olabilir. Tipik olarak penisin alt kısmında deri daha fazla kalır.
Ayrıca klempin uygunsuz yerleştirilmesi, penis başının kesilmelerine yol açabilir. - Plastik tek kullanımlık klempler (Alis klemp): Değişik boyutlarda ip ve kıstırma halkası olmak üzere 2 parçadan oluşan bir alettir. Tek kullanımlık olan bu klemple, kesilecek olan sünnet derisi ilk önce plastik bir kıskaçla sıkıştırılır sonra derinin üst kısmı kesilir. Plastik kısım çocuğun yaş durumuna göre 1 ile 5 gün sonra çıkartılır. Burada da süreç çocuk ve aile için can sıkıcı olabilir.
C. Koter Usulü: Burada kesmek için neşter yerine koter kullanılır. Koter, elektrik akımının düşük derecelerinde ısıya bağlı olarak cildi kesen bir alettir. Burada kanama olmaz, olsa bile koter ile bu damarlarda yakılır.
Ancak geç dönemde iyileştikten sonra nedbe dokusu ( sakar ) oluşma ihtimali diğer yöntemlere göre daha yüksektir. Ancak günümüzde özel sünnet için geliştirilen koterlerde bu oran da oldukça düşük seviyelere inmiştir.
D. Lazerle Sünnet: Koter yerine kesici olarak lazer kullanılmaktadır. Günümüzde yan etkisi tam olarak bilinmediğinden kullanılması tartışmalıdır. Ayrıca pahalı bir yöntemdir. Koter yöntemine benzer yan etkiler bilinmektedir.
Dikişsiz Sünnet Nedir?
Kesilen sünnet derisinin iki ucunun dikişsiz olarak geliştirilen klemblerle birbirine yaklaştırıldığı durumdur. Ancak bu klembler bebek ya da çocuğun pipisinde uzun süre kalır bu sürede ağrı, akıntı ve enfeksiyon gibi çocuk ve aileyi rahatsız edici durumlar gelişebilir.
Sünnette Dikiş Konması Şart mı, Konan Dikişler Alınır mı, Alınırsa Ne Zaman Alınır?
Sünnet işleminde dikiş konması yaranın iyileşmesini hızlandırır ve yara bakımını kolaylaştırır. Konan dikişlerin alınmasına gerek yok. Bu dikişler genellikle 3-4 haftada kendiliğinden erir ve kaybolur.
Sünnet Sonrası Ağrı Olur mu?
Sünnet ister lokal ister Genel anestezi ile yapılsın işlem sırasında mutlaka ağrı kesici yapılır ve sünnet sonrası da 3-4 gün Doktorunuzun önerisi doğrultusunda ağrı kesici kullanılırsa kesinlikle ağrı olmaz.
Sünnet Sonrası Pansumana Gerek Var mı?
Sünnet sonrası enfeksiyon gelişmez ise ki buda çok nadirdir pansumana gerek yok.
Sünnet Sonrası Nelere Dikkat Edilmeli?
Lokal ile yapılan sünnetlerde doktorun önerisi doğrultusunda ağrı kesici verilir, 3 gün banyo yaptırılmaz ek bir bakım gerekmez, bebek normal olarak beslenir.
Genel anestezi ile yapılan sünnetten yaklaşık 2 saat sonra doktor ve hemşirenin önerileri doğrultusunda beslenmeye başlanır. Yine doktorun önerileri doğrultusunda ağrı kesici ilaçlar verilir. Pansuman yapılmasına gerek yok mevcut pansuman 24- 48 saat sonra açılır. 15 gün bisiklet ve yürüteç kullanmaz. Bunun dışında çocuğun hayatında kısıtlama yapılmaz. Sünnet külotu giydirilebilir. Bezli bebeklerde kaka bulaşmaması açısından sık bez değiştirilir.
Sünnet Sonrası Sünnet Kilotu Giydirilmesi ya da Pipinin Üzerine Kesilmiş Karton Bardak konması Faydalı Olur mu?
Küçük bebeklerde bezin pipiye yapışmaması için bezin içine doktorunuzun önereceği bir krem sürülmesi yeterlidir. Bunun dışında başka bir ilaç yada pansumana gerek yok.
Büyük çocuklarda ise 1 -2 gün kalacak tek bir pansuman yeterlidir, bu çocuklarda sünnet kilodu kullanılabilir. Ancak bu çocuklarda daha sonra normal kıyafetlerini giymek istemeyebiliyor, kıyafetlerin pipiye dokununca ağrısı olacağını düşünüyor. Bu çocuklarda çocuğun durumuna göre hekim ve aile karar vermelidir. Benim genel yaklaşımım kullanılmaması ynündedir.
Sünnetten Sonra En Sık Görülen Komplikasyonlar Nelerdir?
Literatürde sünnet komplikasyonları oranları %0,2-10 arasında bildirilmiştir. Başlıca komplikasyonlar;
- Sünnet sonrası kanama. Sünnetten sonra görülen kanamalar genellikle hafif kanamalar şeklindedir ve baskı uygulayarak kontrol edilebilirler. Aşırı kanamalar %0,6 oranında görülür ve ancak cerrahi olarak durdurulabilirler. Hemofili gibi kanama bozuklukları olan çocuklarda sünnetten sonra ciddi kanamalar görülebilir.
- Sünnetten sonra enfeksiyon sıklığı %0,2-0,4 arasındadır. Plastibel cihazı ile yapılan sünnetlerden sonra daha sık görülmektedir. Antibiyotik tedavisine iyi yanıt verir.
- Yetersiz dokunun çıkarılması Sünnet esnasında yetersiz doku çıkarılmasına bağlı daha sonra tekrar sünnet yapmak gerekebilir. Sünnet derisi, glans penis tamamen açığa çıkacak kadar alınmalıdır. Fakat sünnet derisi fazla bırakıldı diye tekrar sünnet yapma konusunda fazla aceleci davranılmamalıdır. Genellikle ikinci kere sünnet sadece sünnet olmamış görüntüsü olan kişilerde önerilmektedir. Yoksa penis büyüdükçe sünnet derisinin geri çekildiği ve sünnet derisi az alındı gibi görülen olgularda yıllar geçtikçe normal sünnetli görünümü kazandığı gözlenmiştir. Bu yüzden ikinci kere sünnet yapma konusunda aceleci olunmamalıdır. Ayrıca gömülü penislerde de sünnet derisi normal kesildiği halde fazla bırakılmış gibi görülür.
- Sekonder fimozis: Sünnetten sonra kalan sünnet derisinin daralmasıdır. Cerrahi olarak düzeltilmelidir.
- İdrar deliğinin daralması (meatal stenoz). İdrar deliği daralmasının frenülar arter bağlanmasına veya sünnetten sonra açığa çıkan idrar deliğinin etrafa sürtünmesine bağlı mekanik irritasyondan kaynaklandığı düşünülür. Ayrıca idrar deliğinin doğuştan dar olup sünnet derisi altında görülmeyen vakalarda sünnet yaptıktan sonra darlık görünür duruma geldiği için de yanlışlıkla sünnet komplikasyonu olarak değerlendirilebilir. İdrar deliği daralmalarında dilatasyon meatotomi veya meatotoplasti yapılabilir.
- Glans amputasyonu bir başka çok önemli komplikasyondur. Glans penisin tamamı veya b ir kısmı kesilebilir. Glans penis tümüyle ayrılmışsa nemli bir gazlı beze sarılarak bir plastik torba içerisinde buzlu suya konmalıdır. Direk buzun içine konulmamalıdır. Mümkün olan en kısa zamanda gerekli lokal debritman yapıldıktan sonra düzgün kesilmiş yara kenarları üzerine implante edilmelidir.
- Cilt köprüsü: Sünnet derisinin glans penisten iyice ayrıştırılmadığı bitik vakalarında daha sık görülür. Cerrahi olarak kesilerek düzeltilir.
- Methemoglobinemi (Mavi bebek): Sünnetten sonra siyanoz (ellerdeki, ayaklarda, dudaklarda morarma) ile başvuran fakat dolaşım ve solunum sistem bulguları normal olan hastada methemoglobinemi düşünülmelidir. Methemoglobinemide kanda dokulara oksijen taşınmasında yetersizlik olur. Methemoglobinemide bebeğe oksijen vermekle de siyanoz düzelmez. Metilen mavisi verilerek tedavi edilir. Yaşamın ilk altı ayında daha sık görülür. Lokal anestezi olarak pirilokain (citanest) verilen çocuklarda methemoglobinemi daha sık gelişir. Altı aydan küçük bebeklerde 2 mg/kg dozundan daha yüksek verilen pirilokaininin methemoglobinemiye neden olduğu bildirilmiştir. Küçük çocuklarda özellikle ilk üç aylık dönemde pupivakain ile lokal anestezi yapma daha güvenilirdir.
*** Eğer çocuğunuzun penisinde bir şekil bozukluğu görürseniz, hekime başvurunuz. Yalnızca sünnet derisi eksik gibi dursa da çocuk cerrahisi uzmanın görüşünü almadan çocuğunuzun sünnetini yaptırmayınız!
*** Burada verilen bilgiler, internet sitesinin içeriği ziyaretçiyi bilgilendirme amacı ile düzenlenmiştir. Hiçbir bilgi ziyaretçiler tarafından tavsiye olarak değerlendirilip hiçbir karar veya eyleme neden olmamalıdır. Konu ile ilgili aileler hastasını mulaka bir çocuk cerrahisi uzmanına muayene ettirmeli, onunla görüşerek birebir bilgisine başvurarak karar vermelidir.